DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Diyarbakır
Parçalı Bulutlu
26°C
Diyarbakır
26°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Açık
26°C
Pazartesi Açık
28°C
Salı Açık
29°C
Çarşamba Az Bulutlu
30°C
Advert

İtikaf Sünneti ve Nefis Muhasebesi

A+
A-

Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah Teala’ya salat selam Resul-i Ekrem (SAV) in aline ashabına ve kıyamete kadar O’nun sünneti seniyyesine tabi olan muttaki Müslümanların üzerine olsun.

Öncelikle idrak ettiğimiz Ramazan ayının Cenab-ı Hakka , O’na ibadete ve Zât’ına yakınlaşmasına vesile kılsın. On bir ayın sultanı, Kur’an ayı, mağfiret ayı, hayır ve bereketin zirve halinin yaşanacağı, günahlarımızın affedileceği mübarek Ramazan ayına kavuşmanın sevincini bize yaşatan ve bizleri batıldan, her türlü sapkınlıktan, aşırılıktan, yanlış inanç ve fikirlerden, küfürden şirkten zulümden, riyadan ve fısk-u fücurdan bizlerin muhafaza edip bizleri hakka tabi kılıp yani karanlıklardan nura, dalaletten hidayete erdiren ve bizleri âlemlere rahmet olarak gönderdiği Muhammed Mustafa’ya ümmet kılan âlemlerin Rabbi ve mülkün sahibi olan Allah’a sonsuz şükürler olsun. Rahmet, merhamet ve şefkat sahibi Yüce Allah günahlarımızı mağfiret etmesini, merhametin, hoşgörünün, rahmetin, şefkatin, izzetin, iffetin, hayânın, sabrın, kanaatin, tevekkülün, tefekkürün, güzel duyguların, kısaca insan olmanın vasıf ve sıfatlarının sahibi Kur’an ayı olan Ramazan- Şerif sonuna doğru yaklaşmış bulunmaktayız. Resul- i Ekrem Ramazanın son on gününü cehennem ateşinden azad edildiği günler olarak  belirtiyor ve son on gününü camiye kapanıp daha fazla ibadetle geçirmiştir.İşte buna itikaf diyoruz.

İtikâf, bir mescitte ibadet niyetiyle ve belirli kurallara uyarak inzivaya çekilmek demektir. İtikaf, insanın kendisiyle hesaplaşması ve Allah’a yönelmesi için bir fırsat. Ramazan’ın son on gününde itikafa girmek sünnet, ancak herhangi bir zamanda camiye namaz kılmak için girerken yapılan bir niyetle bile itikaf sevabına kavuşmak mümkündür. Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) vefat edinceye kadar Ramazan’ın son on gününde itikafa girer ve derdi ki: “Kadir gecesini Ramazan’ın son on gününde arayın”. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’dan sonra, zevceleri de itikâfa girdiler. İtikafa giren kişi tam bir teslimiyetle Rabbine yönelmeli, dünyevi işlerden sıyrılmalıdır. Çünkü kul burada selim bir kalp ile Rabbine yönelmeli, dua ve zikirlerde bulunmalıdır. Varsa kaza namazlarını kılmalı, yaratılış gayesi ve Rahman’ın nimetleri ile ilgili tefekkür etmelidir. İtikâf; vaktimizi Allah için adayarak rahmet ve bereket ayı Ramazan’ın sonlarına yaklaştığımız bu günleri, unutulmaya yüz tutan sünnetlerden olan itikaf ibadetiyle ihya ederek, dua ve ibadet ile geçirerek, fırsata dönüştürmeliyiz.

 İtikâfın adaplarını şöyle sıralayabiliriz.

İtikâf, Ramazan ayının son on gününde ve mescitlerin en faziletlisinde yapılmalıdır.

İtikâfa giren kimse, bu süre içinde kendisini dünya işlerinden ayırarak Allâh’a yönelir; ibadetle meşgul olur, tefekkür eder, zikir yapar.İtikâf esnasında hayırdan başka bir şey söylenmemelidir.İtikâf esnasından Kur’ân-ı Kerîm okumaya, hadîs-i şerîf, Peygamberlerin yüksek siyerlerine, dinî meseleleri öğrenmek ve öğretmekle meşgul olmalıdır.

Nefis Muhasebesi

İnsanı en güzel surette yaratan yüce Allah, onu başıboş bırakmamıştır. İnsanın başıboş yaratılmadığını bir gaye için bir imtihan için bir vazife için yaratıldığını idrakinde olunması emredilen ve bu şekilde bir sürmesi istenilen insan dünyevi ve nefsani nedenlerle gayesini maksadını unutabildiği ve gaflete dalabildiği için sürekli kendisini yoklaması ve hesaba çekmesi ve kendini kontrol etmesi lazım. Örneğin bir tüccar nasıl muhasebesi tutuyorsa, gelir ve giderini, kar ve zararını hesaplayıp öyle davranıyorsa; müminde uyanık olması lazım , kendini zerrenin hesabının görüldüğü büyük gün gelmeden gafilce avlanmadan ve aldanmadan kendini hazırlamasıdır.  Bir ayeti kerimede Yüce Allah “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için önceden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.(Haşr 19) bir  Hadisi Şerifte  “Hesaba çekilmeden evvel kendinizi hesaba çekiniz. Kıyamet günü amelleriniz tartılmadan, amellerinizi tartınız ve ölmeden önce ölünüz.” hakikati muhasebenin önemini bizlere anlatmaktadır. Nefis Muhasebesi hem dünya hem ahiret saadetini kazanmasına vesile olmasına, hem haram ve menhiyattan uzak durmanın gaflete düşmekten, amellerimizde eksik ve kusurları tespit etmesine, gayesiz ve başıboşluktan kurtarmasına vesile olur. Mü’min olarak dinin emirlerine uyup uymadığını nefsine sorabilmektir.

  Nefis muhasebesi vahyin nefse bekçilik yaparak onu emniyete alması ve en önemlisi hayatımızın Allah’ın emirlerin uygun olmadığını güzel bir hazırlık ile huzuru ilahiyeye en az hatayla ve en sonradan pişman olmamak adına  tedbir ve tedarikte bulunarak   , başı boş yaratılmadığımızı anlama ve idrak ederk buna göre hazırlanarak mesut ve bahtiyar olarak ulaşma iradesidir. İyi bir muhasebede bulunmanın önündeki engeller olan   dünya hayatının cazibe ve  aldatıcılığı ahireti unutmak gaflet dalmak nefsin heva ve hevesine uymak, zamanın israf edilmesi hakikatlere uymamama  gibi durumları bertaraf etmek kaldırmak çok önemli olacaktır. Diyarbakırlı Said Paşa bir şiirinde bunu çok güzel dile getirmiştir:“Seyyiat insana nefs-i kemterinden gelir.Her hacalet âdeme su-i karinden gelir.İzzet ü yatı mekâna hep mekininden gelir.İstikamet müstakim-ül-ha dininden gelir.Müstakim ol Hazret-i Allah utandırmaz seni”

Ebu Umudani ise her insan nefsinin çobanıdır. Nefsini özgür bırakırsan ya şeytan kapar ya da şeytanlaşmış insanlar, başka bir sözde  Kendi nefsine galip gelen, bütün alemi hükmü altına alır. O dehşet günü gelmeden bugünden hesabı görenler, nefsin arzu ve istek eline ve şehvetlerine kelepçe vuranlar temize çıkarlar, aksine nefis ve hevaya tâbi olanlar da helake sürükleneceğini idrak ve şuurda bulundurarak hareket etmek lazım. Bu duygu ve düşüncelerle şimdiden değerli okuyucularımızın ve İslam aleminin hem kadir gecesini ve akabinde Ramazan bayramını tebrik eder,Rabbim hayırlara vesile  kılsın. Yazımızı şu dua ile bitirmek istiyorum

ALLAHIM; Yaptığımız bütün ibadetlerimizi kabul eyle. Hoşnutluğunu kazandıracak, kusursuz kullukta bulunma imkânlarını lütfeyle.Bizi, rızanı kazanmak için acele edenlerden, amel-i sâlih işleyenlerden eyle. Hakiki iman edenlerden, yoluna yönelenlerden, emrine kulak verenlerden eyle. Birbirine karşı hakkı ve sabrı tavsiye edenlerden, seni zikredenlerden ve sana şükredenlerden eyle. İyilik ve güzellikten yana olan, hayır ve hizmetten geri durmayanlardan eyle. Bahtiyar kullarının amellerini işleyenlerden, muradına nail olanlardan eyle. Böylece bizi, razı olduğun sevgili ve seçkin kullarından eyle YA RABBİ.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.