Hırsızın Hiç Mi Suçu Yok?

Nasreddin Hocanın meşhur fıkralarından birisi olan (hırsızın hiç mi suçu yok) fıkrasını az çok herkes bilse de biz yine de bilmeyenler ve hatırlamak isteyenler de için yazalım…
Bir gün hırsız hocanın ahırına girer eşeğini çalar ama hocanın başına toplanan konu komşu, hırsız yerine hocayı suçlamaya başlarlar; onlardan biri hocam her halde kapıyı açık unuttun , yoksa hırsız giremezdi. Diğer biri; Hocam ölüm uykusuna mı yatmıştın? Koskoca eşeği götürmüşler ruhun duymamış. Bir başkası iyi bağlasaydın böyle olmazdı… Hoca bakmış ki suçlamaların ardı arkası kesilmiyor, her zamanki gibi hikmet dolu sözlerinden birini patlatmış: Yahu hırsızın hiç mi suçu yok? Deyi vermiş…
Maalesef hocaların kaderi her devirde aynı galiba…
Adam içki içer, hoca haram olduğunu söyleyince, hemen başlarlar hocanın üstüne gitmeye; Başka işin mi yok? Bu zaman da olacak iş mi? Elalemden sana ne? İnsanlarının içkisine ne karışıyorsun? Milletin keyfinin kahyası mısın? diye başlarlar hocayı suçlamaya….
Kadınlar açılmaması gereken yerlerini açar, bırak açmayı, ortalık yerde zina yapılır, hoca haramdır , ölüm var, cehennem var deyince, duymadığı laf kalmaz. Sen ne karışıyorsun milletin uçkuruna? Herkes özgürdür sen kimseye karışamazsın diye başlarlar hocanın üzerine yürümeye…
Daha da kötüsü son zamanlarda eş cinselliğe özendirici etkinlikler, programlar birbiri ardınca yapılmaya başlandı. Oluşturdukları derneklerin yanı sıra, onları koruyup kollayan kuruluşların haddi hesabı yok. Hoca kürsüden yada minberden, bu faaliyetlerin haram olduğunu, Allah tarafından lanetlendiğini, hatta Hz. Lut (as) ın uyardığı kavmin bu yüzden helak olduğunu anlatarak, ailevi yaşamı tehdit eden, dolayısıyla hayat düzenini ifsat eden bu sapkınlıktan gençleri korumaya çalışır. Teşekkür edilmesi gereken yerde, sanki suç işleyenler, Allah’a isyan edenler bu sapıklar değil de suç işleyen hocaymış gibi bir çok basın organı ve sosyal medya ile hocanın üzerine gidilmekte, hatta hedef gösterilmekte, tehdit edilmektedir… Yani Nasreddin Hocanın misali gibi bunların hiç mi suçu yok, dedirtecek duruma getiriyorlar.
Yalnız herkes şunu iyi bilmelidir ki “Alimler peygamberlerin varisleridirler.” Nasıl ki peygamberler hak ve hakikati eksiksiz ve ilavesiz anlatmakla yükümlüydüler, onların varisleri olan alimler de hak ve hakikati eksiksiz olarak anlatmakla yükümlüdürler yani dini vecibeleri tebliğ etmek zorundadırlar. Kur’an- Kerim de Allah şöyle buyurmaktadır,:
“Buna rağmen eğer yüz çevirirlerse, ey Muhammed! Artık sana düşen sadece açık bir şekilde tebliğden ibarettir.” Nahl 82
Hak ve hakikat, Allah-u Teala dan peygamber efendimiz (sav) aracılığıyla bizlere gelen İslam’dır. Hiçbir guruh’un veya kişinin keyfine göre değişmez . Sınırlarını Allah-u Teala koymuştur.

“Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım, sizin için din olarak İslâmiyet’i beğendim.” Ali İmran 3
Hiç kimse ben Müslümanım ama Allah’ın söylediği şu şey bana uymaz, yada şunu sevmedim, bunu yaparım ama bunu yapmam diyemez.
Zira peygamber efendimiz sav, kimsenin heva ve hevesine karışmayan, herkesin istediği gibi bir İslam’ı kabul etseydi, emin olun Ebu Cehil de Müslüman olurdu, Ebu Leheb de diğer müşriklerde… Bu kadar mücadeleye de gerek kalmazdı.
“Kim İslâm’dan başka bir din arama çabası içine girerse, bilsin ki bu kendisinden asla kabul edilmeyecek ve o ahirette ziyan edenlerden olacaktır.” Ali İmran 85
Peygamberlerin Varisleri olan Alimlerimize ve tüm İslam alemine Din Günüllüleri ve Camiler Haftası Mübarek olsun inşallah…