Tövbe Edelim Berat Olalım

Hz. Yunus Ninova halkına peygamber olarak gönderilmiştir. O da diğer tüm peygamberler gibi kavmini, hiç kimseye faydası ve yahut zararı dokunmayan putlar yerine, tek olan, eşi ve benzeri bulunmayan, her şeye hükmeden, herkesin rızkını veren, sonsuz kudret sahibi Allah’a iman etmeye çağırmıştır. Zulüm ve haksızlığı terk edip iyi işler yapmaya davet etmiş, lakin uzun yıllar çabalamasına rağmen çok az insan iman etmiş, bu duruma çok üzülen Yunus (as) Allah’ın izni olmadan Ninova’dan bir gemi vasıtasıyla ayrılmaya çalışmıştır.
Ancak yolda gemi fırtınaya yakalanınca, gemidekiler; sahibinden kaçan bir kölenin bulunduğunu, bu yüzden uğursuzluğa uğradıklarını düşünmüşlerdir. Kurra ile uğursuz adamı bulmaya çalışmışlardır. Her seferinde kurra Yunus (as) a çıkınca çaresiz onu denize atmışlardır. Derhal büyük bir balık tarafından yutulan Yunus (as) hata yaptığının farkına varmış, tövbe etmiş ve Kur’an-ı Kerim’de ayet olarak geçen şu sözleri söylemiştir. (La İlahe illa ente Sübhaneke inni küntü minezzalimin) yani Senden başka hiçbir İlah yoktur, sen tüm kusurlardan uzaksın ben nefsime zulmederek zalimlerden oldum…

Yunus (as) bu durumdayken onun kaybolduğunu anlayan kavmi onu arayıp bulamayınca, korkuya kapılmışlar ve Yunus (as)’ın bahsettiği azabın geleceğini bu yüzden kaybolduğunu düşünmüşler ve toplu olarak tövbe etmişlerdir. Allah-u Teala onların tövbesini kabul etmiş, üzerlerinden azabı kaldırmıştır. Hatta helak olmak üzereyken af edilen tek kavim oldukları rivayet edilir… Yunus (as)’ın da tövbesi kabul edilmiş, balık tarafından karaya bırakılmış, bir süre kavak yaprakları ile tedavi olmuş ve kavminin başına geri dönmüştür.
Kur’an-ı Kerime baktığımızda helak edilen bir çok kavim vardır. Örneğin; Ad kavmi, Semud kavmi veya İrem kavmi ve yahutta Lut (as) ın kavmi yada Firavun’un kavmi… Hepsinin peygamberleri onları tövbe etmeye, kötülüklerinden vazgeçip, iyilikler yapmaya çağırmışlar ama peygamberlerine uyup tövbe etmek yerine onlarla alay etmişler, Allah da onları çeşitli şekillerde helak etmiştir.
” Görmedin mi, rabbin ne yaptı Âd kavmine; Ülkeler içinde benzeri yaratılmamış olan, sütunlarla dolu İrem’e; Vadide kayaları oyarak şehir yapan Semûd’a; Kazıklı Firavun’a?
 İşte bunların hepsi ülkelerinde azgınlık etmişlerdi. Oralarda durmadan fesat çıkardılar.
Bu yüzden rabbin onların üzerine kırbaç gibi ceza yağdırdı. Çünkü rabbin her şeyi yakından izlemektedir.” Fecir Suresi 6-14
Bu ayetler ve peygamber kıssalarından net olarak anlaşılan; zulüm yapıp haddi açtığımız zaman Allah’ın azabına düçar oluruz, ama tövbe edip iyi işler yaparsak Allah’ın af ve mağfiretinden nasipleniriz inşallah…
Başımıza gelen deprem felaketinin üzerinden bir ay geçmesine rağmen hâlâ sarsılıyoruz ve maalesef hiçbir ibret almıyor, kötü huylarımızdan bir türlü vazgeçmiyoruz…
Halbuki mübarek üç aylar bizim için büyük bir fırsat, içindeki büyük geceler daha büyük fırsat.
Bu gece idrak edeceğimiz; Şâbanın on beşinci gecesinde müslümanların Allah’ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağı umularak bu geceye Berat gecesi denmiştir.

Kur’an-ı Kerim’in bu gecede levh-i Mahfuzdan topluca semaya indiği bu gecede bu fırsatı kaçırmayalım. Hep birlikte canı gönülden tövbe edelim. Gönahlarımızdan pişman olalım, bir daha günah işlememeye karar verelim. Salih ameller işlemeye çalışalım ki Allah bizleri af etsin, bizleri hem dünyanın afet ve belalarından korusun hem de Ahiretin azabından muhafaza etsin inşallah…

Rabbim bu geceyi tüm İslam alemi için mübarek etsin, özellikle bu depremde hayatını kaybetmiş müslüman kardeşlerimizin cehennem azabından beraatine vesile eylesin. Yaralı olanlara acil şifalar ihsan etsin, sıkıntıda olan kardeşlerimize de yardımcı olsun inşallah…